İçeriğe geç

Forum

Forum içerik haritası - Buradasınız:ForumSanat: EdebiyatŞiirKaptan'ın şiir defteri
Please or Kayıt ol to create posts and topics.

Kaptan'ın şiir defteri

PreviousPage 3 of 3

mevselli buyruklar yanağı

sen tut 62 den geyik yap,
vizitesi trilyon cellatlara dert yan,
o kafasına göre cüzdan arasın ne huyundan ne suyundan.

yer fıstık gök kaymak,
yuvalarımdan akan beyaz tuzlu bir şarap.
hakikatim gizli bir kaç nefes duman.

bir zamanlar
o kadar yanlızdım ki
portakal desenli bir şeyin
zamanla portakal kokması gibi bir şeydi.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

konspirasyondayım

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

bulmam gerek...legal değil hiç bir şeyim. gözlerimi zaptedemem. katanayla ararım ben hakikati, bir şeyleri ezip geçtim, mutlaka hüküm giymişimdir. ...ölümü hayatla takas edecek kadar çaresiz bir yalnızlığa gömülmeden önce.

şiirimin adı: antik acılar çarşısı

tür: karambol

bir öpücükle yıkılır medeniyetinden ileri gelen fikirlerin,

çiğ düşlerin enkazından kurtaramam seni.

bir ısırıkla düşersin gözden.

sonsuzluk çöplüğünde kendini kanıtlamak zorunda kalırsın ne yapacağını dahi bilmeden.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

şiirin adı: kırmızı takkeli gacı

tür: roman havası

ben ormanlardaki koca dişli ala kurdum,
kırmızı takkeli gacıya ezelden beri vurgunum,
değildir niyetim onu yemek, ninesi olacak paparozu, al berelimi bana vermez deyu yidim.

ninesi gibi giyinip seni alakurda virdim gitti demeye kılık değişiklüğüne gittim.
al berelim beni hırt sandı kurd gibi benü yir sandı. tepikledi göynümü gitti. imdi ala kurd tek kaldı.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

şiirin adı: maviliklerine daldığım orospu

tür: cinsel navigasyon

berrak ve pürüzsüz bir amcık çizebilir misin abidin, bacaklarının arasında dudakları olan, bilmem bilir misin okyanus mavisi bir orospuya tutuldum, eylül eylül bakan gözleri mercan, yüzü güneş, afet ateş parçası, dünyam zonkluyor bakarken. tansiyonum allak bullak, sinirlerim 41 derece, rüyasından uyanırken paslanmaz çelik gibi tabancam. çok seri ve mekanik bir şekilde aydınlanabileceğime inandırdım kendimi, tokmaklamada dünya rekoru kaç saatse altın madalyayı bile delip geçecek kudretle şişen kaslarımı zaptedememenin sancısını çekiyorum. çenem 45 kiloton sımsıkı kasılmış halde, dertlerimi unutup tabancamın fişeklerini ateşlemeye dalmışım. şöyle cilveli bir gülüşü yeter tetik düşürmeme. o koca götler mars ve venüs gibi galaksimin merkezinde. şu dağ gibi memelere tırmanıp zirvesine bayrağımı dikmek ve sonra uçurumdan atlatıp, arasına gömülmek istiyorum o derin çatal vadinin. sevgiler ve saygılar dolusu orospuluklar diliyorum herkese.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

şiirimin adı: çiçeksiz mevsimlere başkaldıran kelebeklerin intihar dolu mektubu

tür: kayış kopuğu

içinde infilak ederim en güzel kafanın
fikirlerin sarsılır,
kulağımdan çeker gibi, pimimi çek ve fırlat
beni, boşluklarca patlarım zihinsel sancıların ortasında.
sakat düşleri ve düşüncelerini daha sana baba demeden ayıklarım.

huy hatlarını, dişleriyle kemikleri parçalayan köpekler gibi kırarım. şuh bir depremzedenin dandik beton fikirlerinden mürekkep, enkaz, moloz, kül, duman ve toz, arasından çekip alırım seni. sana sarılırken bir yandan fitilini ateşlerim, koynumda patlarsın 80'lerden kalma büyük bir aydınlanmayla.

bana ne anlattığımı sorma, bu başka bir dil. ben içindeki senin ziline basıp uyandırmayı seviyorum, kalbine, aklını rahatsız edecek dokunuşlar yapmakla hoşlanırım. boğazına takılıp kalmak isteyen büyük lokmayım ben, ya yutacaksın yada kusacak. boğulmazsın merak etme, her zaman sırtından vuracak kadar güvendiğin biri olur yanında.

hemde hızlı ateşleyen cinsinden.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

şiirin adı: uzaya dağılan misketler

tür: patolojik, vurucu, atlas baladı.

müzmin güneş, ay ve dünya, mars ve kadıköy, şaraplar atlası montepulciano, ekim devrimi, latin bacaklarda sarılmış sütun gibi kübalar, en sevdiğin arabesk jazz türküsü, ekşi fıstık, çürük çilek ve bizi izleyen yetmiş milyon ateş böceği, çıldırmak üzereyken ressam olan dalinaların kübik dans fügürleri, bedeninden ruhunu kovmuş alçak insanlara ağıt yakan neptün, uranüs ve taksim, evet taksim aynadaki dünya, kızıl şerbetler akıtan mezopotamya, ararat ve cudi, toroslar ve ege, zeytin ve defne, yunan ve kolonya, gözlerindeki nebula, kurşun geçirmez bir dünya.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

şiirimin adı: pazar sefası

sandero, pirzola, baget, mangal
avrat ve bebeler, lavaş ve semaver
orman mabedi, kebap ritüeli
ezme salata ve ayran şarabı.

atlet, tuğra ve voleybol
vites topuz tespih, tekel 2000
2k maaş artı agi vs homeless monte video
zam zam zam, kredi kredi kredi

ksenefon aymazı, sokrat çıkmazı
6. günün sonunda yorulan tanrı
7. günde cennet şelalelerinde
çoluk çombalakla pazar sefası.

çaylar aşktan...

simsiyah saçlarında tomurcuk çay kokusuyla,
sarılmışken sana sıcacık şehrimin ince belli kıyısında,
iki küp şeker gibi düştük kara sevdaların deryasına,
gecenin gündüze karışması gibi
bir demlikte piştik,
acıyken tatlandık,
üşürken ısındık avuçlarda,
döndük durduk, eriyip karıştık
kaçak bir aşkla demlendi ruhumuz

yaşam bir çay molası kadar kısayken, yalvarırım çok düşünme, dudak payı bırakmadan bir hayatı ağzına kadar tazele.

PreviousPage 3 of 3