İçeriğe geç

Zapatista

Zapatista hikayeleriyle büyümüş bir devrimciyim, cesaretimi, öfkemden alıyorum. bütün dünyaya meydan okuyacak kadar aptalım. sizin yapabildikleriniz ilgimi çekmiyor, yapamadıklarınızla ilgileniyorum.

Ölümden korkmuyorum, bütün bu rezilliklere göz yummadan, ızdıraplar içinde yaşayıp, içimdeki ateşi her gün körüklüyorum. biz zapatistaların örgütlenmeye ihtiyacı yoktur. silah kullanmayız, bir halkı karşımıza alır, onların zihinlerinde barikatlar kurar ve onları zehirleyen fikirlerle savaşırız.

Ben meksika ulusal kurtuluş cephesinin bir üyesi, zapatistaların bekleyen yumruğu, amazon yerlilerinin patlayan öfkesiyim.

Düşmana karşı, her şeyi bir silah olarak kullanabilecek şekilde yetiştirildim. Fikirlerimle aciz bünyelere korku salıyorum. Rutinlere bağlı kalarak, dengesiz ve çok katmanlı kompleks bir stratejiyle hareket ediyorum. subcommandante marcosun gösterdiği yolda cesaretle yürüyorum.

Cia, marcosu yakalamak için çok uğraştı, bir dönem san fransisco da yaşadığı düşünülen marcosu, itibarsızlaştırmak için cia, onun gay olduğu ile ilgili söylentiler yaymaya başladı. bir gazeteci marcosa bu söylentilerden bahsettiğinde, marcos şu cevabı verdi;

“Marcos, San Fransisco’da bir eşcinsel, Güney Afrika’da bir zenci, San Ysidro’da bir Chicano, ispanya’da bir anarşist, israil’de bir Filistinli, San Cristobal sokaklarında bir Maya yerlisi, Mexico City’nin Teneke Mahallesi Neza’da bir çete mensubu, folk müziğinin kalesi Ulusal Üniversite’de bir rocker, Almanya’da bir yahudi, savunma bakanlığı’nda bir uzlaştırıcı, soğuk savaş sonrası çağda bir komünist, ne galerisi, ne müşterisi olan bir sanatçı…Bosna’da bir barışçı, Meksika’nın herhangi bir kentinde bir ev kadını, grev yapmaya asla yeltenmeyen sendika CTM’de grevci, başkaları için kitap yazan bir gazeteci, gece saat 10’da metroda yalnız başına bir kadın, topraksız bir köylü, işsiz bir işçi, mutsuz bir öğrenci, serbest piyasacılar arasında bir muhalif, ne kitabı, ne okuyucusu olan bir yazar ve tabii Güneydoğu Meksika Dağlarında bir Zapatista… Marcos, sömürülmüş, dışlanmış, ezilmiş ama karşı koyan ve ‘yeter’ diyen tüm azınlıklardır. O, artık sesini çıkarmaya hazırlanan ve tüm çoğunlukların susup dinleyeceği her azınlıktır. O, kendini anlatmanın bir yolunu arayan müsamaha gösterilmemiş her topluluktur. O, güçlülerin vicdanını ve gücünü rahatsız eden herşeydir.”

Bağlan!
Gemi okyanusa açılmak üzere, acele et ve bize katıl!

Yorumlar

Henüz yorum yok