bilen bilir, yalnızlık etrafındaki insanlarla ölçülmüyor, etrafındakilerle bir gönül bağın yoksa organik bir çöplükte gibi hissedersin. benim durumum bu değil ama sonuçta ben bir tercümanım, görevim anlaşılmayanı anlaşılabilir olana çevirmek. yalnızlık kendinle başbaşa kalmaya tahammül edememek, kendinden sıkılmak değil mi aslında, yani o kadar uzak ve gıcıksın ki şahsına, aynı ortamda bulunmaya tahammül edemiyorsun bile. bu yalnızlık mı yoksa sevmediğin biriyle arandaki ilişkinin bir benzeri mi sence?
sevmediğin biriyle arandaki ilişkiyi düşün, bazı hareketlerine kıllanıyorsundur, ya çok konuşuyordur, ya yılışıktır ya salaktır ya da başka bir şey, muhattap olmak istemezsin bir sürü nedenin vardır. ondan uzak durmak istersin elinden gelse hayatından çıkarırsın. peki ya kendimizle ilişkimizde bu şekildeyse, yaptığımız bazı şeylerden tiksiniyorsak, kendimizi boş ve değersiz biri olarak görüyorsak… diğer insanlar, dediğimiz çevremiz aslında kendimizle aramıza koyduğumuz mesafeyse ve bunlar aradan çıkınca kendimize katlanmak zorunda oluşumuza yalnızlık diyorsak???
yalnızlık batıyorsa kendinizle ilgili ciddi problemleriniz var demektir. başkalarıyla grup psikolojisi içinde var olmayı bireysel varoluşa tercih ediyorsan kendine çok yazık ediyorsun demektir. acilen kendini bir köşeye çekip sorgulamalı gerekirse kavga etmeli, didişmeli, hesaplaşmalı ama eninde sonunda uzlaşmalısın kendinle.
Yorumlar