Binlerce embesilden oluşan dinazor kuşak davar sürüsünün çayırlarda otlanmasından doğan şeye kültür denmez ama bunun için yeni bir kavram uydurmaya da değmez.
Şöyle anlatalım, ben bir yerde var olmak zorunda hisseden, aidiyet problemleri olan koca kıçımı eğlendirmezsem eğer, boşluğa düşüp, bunalım makamında zırvalayıp psikolojik bir enkaz yığınına dönüşmekten korktuğum için, freeshop bir sosyal paranoyaya dahil olmalıyım.
Nedir bu? Ekşidir facedir tvitırdır instagramdır, hangisi bana şahsi problemlerimi ve varoluş sancımı apranax ayarında yok edip dindirecekse, ona sarılıp, yaşamı uçak modunda tecrübe etmeliyim. Kendimi aradığımda ulaşamamalıyım, varoluşla başedemem, şarapta sana her şeyi unutturur, boş muhabbetlerin lakırdısına kapılıp gitmekte, kuru kalabalığın içinde egomu şımartmakla meşgul olmakta öyle.
O kadar aptalca, manasız, içi boş, mesnetsiz şey okudum ki şu sözlük denen yerlerde, zamanla insanların sahip oldukları, akıl mantık vs gibi yetilerin kıymetini gerçekten idrak edemediğini düşünüp depresyona girdim.
Bu insanlar sembolik olarak sinemadaki zombilere denk düşerler. Düşünmeden tüketirler kendilerini, başkalarını, yaşamı, doğayı.
Şu eşitlik zırvalarından bıktım artık. Herkesin her boka hakkı var olayı, çığrından çıkmış bir güruhun afrodizyağı haline gelmiş durumda. Sen yazma ulan ayı, diyemez kimse. Bu işin içinde çok fena bir utanmazlık var hadsizlik, terbiyesizlik, umursamazlık var.
Yorumlar