-evet ama bu konu hakkında konuşmadan önce özgür iradeyi tartışmalıyız, özgür iradeyi nasıl tanımlıyorsun?
-özgür irade şey değil mi, ben şu paketi şurdan alıp şuraya koymak istiyorum ve koyuyorum. al işte.
-ciddi olamazsın, özgür irade hakkında konuşulunca verilen ilk saçma örnek bu, şunu alır şuraya koyarım şeklinde çözülecek bir şey değil bu, ayrıca onu alıp oraya koymanı ben sağladım.
-nasıl yani ben kendim alıp oraya koydum ama.
-özgür irade mevzusunu açmakla senin bu klasik örneği vermeni sağladım. insanoğlunun en büyük yanılgılarından biridir özgür irade yanılsaması. araba süren bir robotla araba süren bir insanı karşılaştıralım. robot diğer araçlarla arasındaki mesafeyi hesaplar döneceği açıları hesaplar hızını ayarlar aynaları kontrol eder işlemcisi arkaplanda yüzlerce hesap kitap yapar. bunları yapabilmek için kodlanmıştır. insanda aynı şekilde çalışır araba sürerken sohbet edebiliyoruz ehliyet kursunda bir kaç pratikle kendimizi kodladık bir zaman sonra arabayı nasıl sürdüğümüzü bile farkedemiyoruz. belirli durumlarla karşılaşınca belirli tepkiler veriyoruz davranışlarımızın hiç biri özgün değil reflekslere dayalı bütün tercihlerimiz.
-yani beni manipüle mi ettin?
-isteyerek mi? hayır, seçimlerle alakalı konuşuyorduk ve doğru tespitler için tercihlerin kaynağını sorgulamayı teklif ettim böylece konu özgür iradeye geldi ve sen o saçma örneği verdin.
-sana göre özgür irade diye bir şey yok mu?
-elbette var ama bahsettiğin şekilde değil.
-anlat lütfen.
-zihnin kaşınıyor anlaşılan, şöyle düşünelim bir sinema salonundasın ve başkasının yazıp yönettiği bir film izliyorsun sinemada. bütün filmi baştan sona başrolün gözünden izliyorsun. öyleki kendini başroldekiyle özdeşleştirmişsin izlediğin şeyin senin hayatın olduğuna inanmışsın. yanında iki izleyici daha var bunlar sürekli olaylar hakkında farklı yorumlar yapıyor, filmdeki başrol iyi bir şey yaptığında yanındakilerden biri gururlanıyor diğeri bunu olması gereken sıradan bir şey olarak yorumluyor. özgür irade ise tam olarak burda gizli sen hangisinin yorumuna katılıyorsun. veya kötü bir şey yaptı başroldeki yanındakilerden biri haklı olduğunu düşünürken diğeri hatalı olduğunu düşünüp pişmanlık duyuyor, sen hangisini seçiyorsun. olay bundan ibaret. hayat izlediğin bir filmden ibaret sense başrolle empati kurup kendi hislerinden sorumlusun asıl tercih nasıl hissettiğin ve hissetmeyi seçtiğin şeyde ortaya çıkıyor. filmde olan şeyler senden tamamen bağımsız bir şekilde ilerler. buna kader denir.
-ne yani şuan karşında duran kişi değil miyim ben?
-onun içinde bir yerlerdesin ama fiziki bedenin kesinlikle sen değilsin. fazlasıyla özdeşleştiğin bir çeşit avatardan fazlası değil.
-kafam karıştı ben neyim o zaman?
-sen kafası kolayca karışan bir şeysin daha fazlası değil.
Yorumlar