iyi kötü her insanın bu soruya verilecek bir cevabı olması gerektiğine inanan biri olarak naçizane hayatın anlamı nedir sorusuna karşılık kendi cevabımı paylaşmak istiyorum. kısa ve öz olmaya gayret edeceğim.
hayatın bir anlamı olması için önce bir amacı olması gerekir çünkü mantıken, amaçsız olan şey anlam da barındıramaz. peki yaşamda amaçsız olan bir şey var mı? felsefesini yapmaya gerek yok, eylemleri olan her şey bir amaca hizmet eder. evrende devinim içerisinde olmayan hiç bir şey olmadığına göre her şeyin bir amacı olduğunu söyleyebiliriz.
o halde insanlığın amacı nedir? bizden önce yaşayan insanların geneline şöyle bir baktığımızda hepsinin kendi hayatını kendi gündemine göre yaşadığını görürüz. peki insanlığın istemsizcede olsa ortak bir çalışmayla birleşip ortaya koyduğu şey nedir?
cevabı çok basit medeniyet. şuan yaşadığınız hayata bakın etrafınızdaki her şeyi bütün imkanlarınızı elektiriği telefonu kitapları evleri arabaları aklınıza gelebilecek her şeyi tüm bu modern hayatı ve imkanları, olanakları size son haliyle sunan aslında geçmişte yaşayan insanların yaşamsal faaliyetleri. tüm geçmiş insanların yaşamları = bugün sahip olduğumuz imkanlar, aynı şekilde şuan yaşayan insanlığın tüm faaliyetleri = gelecek nesillerin sahip olacağı imkanlar. insanlığın toplumsal amacı gelecek nesillere inşa ettikleri dünyayı sunmaktır diye cevaplıyorum ben.
geldik asıl soruya amaç buysa bunun anlamı ne olmalı? eğer insanlık medeniyet adında bir ev inşaa ediyor ise her ev gibi bu evin içinde de yaşaması gerekenler olması gerekir. yani sorumuz şu şekli alıyor “medeniyet denen bu ev kimin için inşaa ediliyor?” sorunun cevabı size çok garip gelebilir ama bu ev sadece onu anlamlandırmaya çalışacak olanlar için inşaa ediliyor. neden mi? çünkü ancak felsefe yapanlar hayatı anlamlandırma gayretinde olanlardır.
filozoflar yada hayatı anlamlandırma çabasında olanlar medeniyetin inşaasında çalışmazlar, onlar bu inşaatın neden var olduğunu anlamak isterler dolayısıyla toplumsal faaliyetleri incelerler evin içine girip etrafı gezerler ve bunu yorumlamak için çalışırlar. eğer birileri bu anlamlandırma işini üstlenmezse gerçekten hayatın hiç bir anlamı olmayacak çünkü eğer bir yemek yapılacaksa onu yiyen birileri olmalı ki yemek yapmanın bir manası olsun aksi halde yemek yapma eyleminin amacı olmayacaktır. medeniyetin inşaa edilmeside tıpkı bunun için olmak zorunda birileri günümüz toplumuna bakıp olan biteni irdelemek zorunda anlamak açıklamak zorunda, birileri tarihe ve geleceğe bakıp insanlığın gidişatı hakkında bir şeyler söylemeli, illa bir örnek vermek gerekirse nietzche nin insan için söylediği şu sözleri aktarayım ona göre insan olmak için insan formunda doğmak yeterli değil nietzche bu yüzden üst insan yada erdemli insan manasına gelen übermensch diye bir tabir kullanarak, insanların maymun ile übermensch arası bir yerde olduğunu ve übermensch olma yolunda ilerlemesi gerektiğini söyler.
yani sözün özü hayatın amacı insan olabilmektir diyorum ben. insan olmak için medeniyetin, insanlığın bize sunduğu bilgi birikimini edinmeliyiz, ikincisi bilgiyi işlemeyi öğrenmeliyiz, üçüncüsü işlemeyi öğrendiğimiz bilgiyle felsefe yapıp erdemli bir insan olmaya çalışmalıyız. tüm bunları izah etmek için bir örnek daha verip bitireyip eğer medeniyet veya insanlık bir ağaçsa, bu ağacın gövdesi insanlığın ortak kültürü, ağacın yaprakları medeniyetin inşaasında çalışanları, ağacın meyveside nietzche’nin deyimiyle insan olmaya çalışanlardır diyebiliriz.
her şeyi bir iki cümleyle kabaca özetleyecek olursak;
hayatın amacı medeniyeti inşa etmektir. bugün bütün insanlık ticari yada yaşamsal bütün aktiviteleriyle buna hizmet eder.
hayatın anlamı ise insanlığın inşa ettiği bu medeniyeti idrak etmek suretiyle insan olmaya çalışmaktır. hayatı anlamlı kılacak yegane şeyin insani değerleri bütüncül ve dengeli bir şekilde taşımakla ve temsil etmekle gerçekleşeceğini düşünüyorum ve buna inanıyorum.
bunları hallettikten sonra insan nasıl yaşamalı sorusuda kendiliğinden cevaplanacaktır zaten.
Yorumlar