İçeriğe geç

Beyaz cadı 6.bölüm

Beyaz cadı 6.bölüm final.

1692’de Salem, Massachusetts’te üç kadın cadı oldukları iddiası ile öldürüldü. Bunun sebebi çavdar mahmuzu diye bilinen Claviceps purpurea mantarı idi. Çavdarla birlikte bulunan bu parazitten, İsviçreli kimyager Albert Hofmann Basel’deki Sandoz laboratuvarlarındaki çalışmalarıyla çavdar mahmuzu alkaloidlerinden, LSD’nin (liserjik asit dietilamit) sentezini sağladı. Günümüzde lsd en etkili saykodelikler arasında yer alır. Çavdar mahmuzundan zehirlenip çıldırmış gibi davranan 3 kadın cadı mahkemeleriyle ünlü salem’de cadılardan çok korkan halk tarafından yakılarak öldürüldü.

******************

Fakat sezin gerçek bir cadı, bense prensip olarak kimseyi yargılamayı doğru bulmam istisnalar elbetteki vardır. Hiç bir şey görmesemde gözlerimi kapatıp yoğunlaştım…birazdan sezin buraya gelecek, bana bir şey sormasına izin vermemeliyim yoksa beni konuşturup savunmasız bırakacak. Kafamdaki tilkileri harekete geçirmeliyim yada risk alıp her şeyi akışına bırakmalıyım. El yordamıyla kadehi bulup şarabımı içtim… Bir kaç dakika sonra garsonun ve sezinin sesini duydum. Garson yaklaşınca,

-beyefendi, beklediğiniz hanımefendi geldi.dedi

-teşekkür ederim.

Ardından sezin konuştu,

-kurt, sen burda ne arıyorsun?

-bu ses, sezin sen misin?

-evet. Annenin arkadaşı, bu sabah tanışmıştık.

-sesini tanıdım ama sen burda ne arıyorsun.

-garson beni görünce buraya yönlendirdi ısrarla, beni tarif etmişsin bekliyormuşsun falan..

-doğru ama buraya geleceğini nerden biliyor olabilirim ki? Sen sormadan ben söyleyeyim bi kız arkadaşımla buraya biraz eğlenmeye geldik makyajını tazelemeye gitti birazdan burda olur, otur lütfen çok güzel bir şarap açtırdık bize eşlik et.

Görmesemde sezinin yüzündeki ifadeyi tahmin edebiliyordum, soru işaretleriyle dolu mimikler belermiş gözler tedirgin bir ruh hali…evimizin yandığını düşünüyor olmalı neler olduğunu öğrenmek için oturacak elbette. Sandalyesini çekip oturdu, el yordamıyla şişeyi bulup kadehini doldurmak istedim ama,

-ben hallederim, dedi Ve ekledi, az önce annenle konuştum sesi endişeli geliyordu evde her şey yolunda mı?

-ah evet komşunun evinde yangın çıkmış ama her şey kontrol altındaymış bende konuştum az önce gayet iyiler.

-iyi olduklarına sevindim. Anlamadığım bir şey var garsona beni tarif etmişsin burda olduğumu biliyor muydun?

Tam o sırada selin masaya döndü ve sezine bakıp bu kadın da kim diye çemkirdi,

-ah selin döndün demek otursana bi misafirimiz var annemin arkadaşı sezin bu.

-babanla yatan kaltağı beklediğimizi sanıyordum? Yinede Memnun oldum isimlerimiz çok yakın birbirine.

Sezin şokta olmalı yüzünü görmek için bütün el yazması kitaplarımı bağışlayabilirdim. Selinden beklediğim bir hareketti bu. Sezin konuştu,

-bende memnun oldum, içimden bir ses beklediğiniz kişi benmişim diyor sanki?

Selin,
-hayır, sen aile dostusun, biz yüzüklerden hoşlanan kleptomanyak ve evli adamları baştan çıkaran bir cadı arıyoruz ahahaha.

Sezin,
-kurt, arkadaşın çok tatlı ama kendinde değil galiba.

-tatlı olduğu konusunda tartışabiliriz ama kendinde olmadığı konusunda hemfikirim, söylediklerini neden üzerine alındığını merak ettim açıkçası.

-babanın, benimle birlikte olduğunu mu düşünüyorsun?

-evet, bir açıklaman vardır umarım? Dedim, her şeyi açık oynamaktan başka seçeneğim yok bu kadına yalan söyleyemiyorum, ne dövmesini görebiliyorum ne de başka bir şey nasıl bir büyü kullandığını bilmiyorum, umarım şarabı içer.

-açıklayacak bir şey yok, her şey tamda düşündüğün gibi babanla bir ilişkimiz var.

Nasılda arlanmaz bir şırfıntı bu kadın, bu özgüvenin kaynağı cadı olmasından başka bir şey olamaz.

-babamla olan ilişkiniz umrumda değil.

-buraya ne için geldin peki, babandan uzak durmamı isteyeceğini düşünmüştüm.

-babamı büyülediğini biliyorum, annemin yüzüğünü ve boynunda ki kolyeyi istiyorum. dedim… klasik cadı kahkasını bastı.

-ahahahha cadı olduğumu farketmene şaşırmadım, elime kolanya dökmenden bir şeyler çevirdiğini anlamıştım. Annenin yüzüğünü geri istemeni anlayabiliyorum ama kolyem bana ait bir şey onu neden istiyorsun.

Selin araya girdi,
-parfümünüz çok güzel, aklımı başımdan aldı, bayıldımmm, watson dan mı aldınız.

Sezin,
-hayır canım, kendim hazırlıyorum özel bir karışım…

Demek büyüsü sürdüğü kokuda gizli. Seline teşekkür etmeliyim…

-kolye, dedim, kolye benim için koleksiyon yapıyorum.

Sezinin ses tonu sertleşmişti, gerçek bir cadı gibi tonlamaya başladı sözcükleri,

-beni iyi dinle kurt, eğer beni bir daha böyle aptalca şeyler için rahatsız edersen annene çok fena şeyler yaparım.

-yüzük için anlaşma yapmak istiyorum..

-ne saçmalıyorsun, sen aptal birisin sadece, seninle vakit kaybedemem.

-öyleyse gidebilirsin.

-ahmak, umarım bir daha karşıma çıkacak cesareti göstermezsin.

-hala burda mısın?

Tıkırtılar işittim, ardından sezin konuştu,

-ne oluyor be, neden kalkamıyorum. Dedi sezin ardından Selin konuştu,

-iğrenç birisin, yüzüğü vermen gerek sana ait değil o?

Szn-kalkamıyorum yerimden kalkmak istediğim halde vucudum tepki vermiyor. Hareket edemiyorum, Kurt!!! ne yaptın bana!

Kurt-sadece sen mi büyü yapabiliyorsun.

-dalga mı geçiyorsun benimle, böyle bir büyü yapmak yasaktır.

-kimin umrunda, ben izin vermedikçe asla ordan kalkamayacaksın, eğer yüzük konusunda anlaşırsak başka tabi. Selin araya girdi,

-sen büyü yapabiliyor musun?

-elbette selin seni benimle gelmeye nasıl ikna ettim sanıyorsun? Dedim. Sezin kendini zorluyordu fakat felç olmuş gibi sandalyesine yapışıp kalmıştı. Konuştu,

-yüzük için teklifin nedir?

-sadece yüzük olmaz, yüzük ve kolye için cadı işi bir numara öğretebilirim sana.

-ne numarası?

-klitoris manipülasyonu…sonsuza dek mutlu olabilirsin bununla. Dedim, tabi cadı kahkahasını bastı yine.

************
Çizgi filmlerdeki cadı imajını hatırlayın süpürgesine binip uçan cadıları görmüşsünüzdür. Ortaçağda cadılar çeşitli witchcraftlarla bazı kremler hazırlayıp bunu süpürge otlarına sürerdi ve daha sonra süpürge otlarından yaptıkları çubukları vajinalarına sürterek saykodelik bir orgazm yaşarlardı. Bu uçarken ejderhalarla düzüşüp boşalmak gibi bir cadı fantezisiydi. Süpürgeyle uçan cadılar bu şekilde ünlendi.

*************

-ahahahha şu durumda bile beni güldürebiliyorsun, bu tarz şeyleri tüm cadılar bilir. Teklifini kabul etmiyorum.

-öyleyse sen bir teklifte bulun. Dedim, selin araya girdi.

-çok heyecanlı ve inanılmaz saçma bi kafa yaşıyorum herhalde. kurt,neden yüzüğü parmağından çıkarıp gitmiyoruz, baksana kımıldayamıyor bile bize karşı koyamaz.

Seline cevap vermedim bir cadıdan zorla bir şey almak, aldığın şeyi lanetler bunu açıklayacak vaktim yoktu. Sezine tekrar ettim…

-teklif yapma sırası sende.

-yanındaki şu geveze sürtüğü istiyorum onun karşılığında yüzüğü alabilirsin.

-selin mi? Bana ait olmayan bir şeyi nasıl verebilirim?

-sen sahiplenmesende o kendini sana adamış. Tek yapman gereken onu kabullenip daha sonra bana teslim etmen.

Bu sefer selin kahkahayı bastı.

-beni arzulayan bir cadı olacağı hayatta aklıma gelmezdi. Yinede doğru söylüyor her şeyimle seninim kurt sen istemesende bu böyle.

Sezin beni köşeye sıkıştırmıştı sunabileceğim başka bir şey yoktu elimde, artık bu işi tercih etmediğim yollardan halletmem gerekiyordu…

-yüzüğe karşılık bir kurban istiyorsun demek, bu adil değil. Bunu istediğinden emin misin?

-evet.

-o halde…bende senin teklifini kabul etmiyorum.

-yani ne olacak şimdi?

-seni yargılamam ve hüküm vermem gerekecek.

-ahahha, büyü yapan biri, büyü yapan başka birini yargılayamaz. Ahmak.

-iyi ama ben büyü yapmadım ki, sadece kadehine bir şeyler sürdüm, bu lokal anesteziydi, büyü değil. Annemin yüzüğünü babamı kandırarak ele geçirdin ve bana yakalandın seni yargılamaya hakkım var.

Selinin hala kafası güzel olduğu için sırıta sırıta bizi izliyordu. Cadı işlerinden çakozlamadığı aşikar. Sezinin az önce ki kahkahası yerini ruhu çekilmiş bir vampirin yüz ifadesine bıraktı. Neden bahsettiğimi biliyordu. Bir şey diyemiyordu, devam ettim,

-suçlusun, büyü yaptığın için değil yakalandığın için yargılanacaksın ya yüzüğü ve kolyeni kendi rızanla verirsin yada hükmün yakılmak olacak. Hemde hemen burda.

-ahahhahaa delirmişsin sen, ben cadı falan değilim seninle kafa buluyordum sadece, nerden öğrendin bu saçmalıkları bilmiyorum ama sana hiç bir şey vermeyeceğim.

Söylediklerine kendide inanmıyordu korkudan sefil bir fare gibi inkar etmeye başlamıştı. Elimle yoklayıp bacağını buldum masanın altından, eteğini sıyırıp parmaklarımı kasıklarına götürdüm teni sıcacıktı, ceketimin cebinden bir şırınga çıkarıp dizinden yukarı bacağına sapladım, ama içindekini enjekte etmedim. Gözler fal taşı gibi açılmıştı bağırarak -ne yapıyorsun sen delirdin mi, diye çığlığı bastı.

-kararını ver, dedim. Şırıngadaki arsenik, seni öldürene kadar, bütün vucudun alevler içinde yanıyormuş gibi hissettirecek.

Sonunda ne kadar ciddi olduğumu gördü ve,

-tamam, tamam sakin olalım, istediğini alabilirsin alt tarafı bir yüzük ve kolye tüm bu saçmalıklara gerek yok öyle değil mi istediğini alabilirsin lütfen beni rahat bırak. Dedi,

Selinden eyeliner’ını istedim bir peçeteye “yüzüğüm ve kolyem üzerindeki hakkımdan kendi rızamla feragat ediyorum” yazdım. Görmeden yazdığım için dikkatlice yazmaya gayret ettim ve sezine gösterdim yazıyı, kontratsız senden bir şey alamam, bu kağıdı kanınla mühürle. Dedim

Sezin yüzünü ekşiterek dudağını ısırdı ve kanattı kanı dudaklarında rujunu gezdirir gibi dağıttı ve kağıdı ateşli bir öpücükle mühürledi. Seslerden gördüğüm buydu.

-harika, Tam bir madonna öpücüğü olmalı, Selin rica etsem yüzüğü ve kolyesini çıkarır mısın, burda işimiz bitti artık gidebiliriz. Dedim.

Selin ganimetleri toplarken bende bacağından şırıngayı çıkardım. Sezin hiç konuşmuyordu öfkesini belli etmekten korkuyordu, tek istediği bir an önce bizden kurtulmaktı.

-hepsini aldım ben hazırım gidelim.

-selin, sen olmasan ne yapardım ben…sezine dönüp, ve sen kibirli kaltak merak etme birazdan kendine gelirsin, haftasonu çaya gel seni yeniden görmek istiyorum, dedim. Kolumu selinin omuzuna atıp bardan çıktık, asansöre binince selin,

-bir an için, beni yüzükle takas edip cadıya teslim edeceğini düşündüm, dedi.

-aklımdan geçmedi değil, motor kullandın mı daha önce?

-hayır bisiklet sürdüm sadece.

-çok farklı değil, diyip anahtarları seline verdim…. sadece risk aldıkça kendimi güvende hissedebiliyordum, kablosuz kulaklarımı taktım ve bir şarkı açtım.

Bağlan!
Gemi okyanusa açılmak üzere, acele et ve bize katıl!

Yorumlar

Henüz yorum yok