kendi türüne yabancılaşmış bir canlıyım, artık kabul ediyorum. belkide esnek olmadığım konular bana böyle hissettiriyor. benim yaşamak istediğim dünyada insanların prensipleri olmalı, basit şeylere meyletmek kabul edilebilir değil benim için, sürekli bir devinim halinde olmalı insanlar. bir şeylere saplanıp kalmak, hep aynı masalı okumak bana göre değil.
tekrarlamaktan nefret ederim kendi rutinlerimden de tiksinirim. inandığı şey uğruna bir şeyleri feda etmekten kaçınmam, bedel ödemenin ne anlama geldiğini bilirim öderim çekinmem. zaman, para, sabır, tahammül neyse artık öderim karşılık beklemem beklersem ve bunalırsam vazgeçerim. elde edebileceğim şeyden vazgeçmek benim için kolaydır ama erişemeyeceğim şeyi kovalar dururum.
ne kadar yorulduğumu ve usandığımı bir ben bilirim. kimseye bir şey anlatmam, kimse de beni anlamaz. en ağır yüklerin altına en cılız halimle girerim. ezilirim, zaman zihnimi çiğneyip durur. herkesin kaçtığı şeye kafa tutarım, cesaretimden değil, bu tamamen bıkmışlıktan gelen bir isyan hali.
ölmek istiyorum ama öyle güç olmalı ki bu ölüm bir çeşit mücadele gibi. ölümsüzlüğe erişmenin imkansızlığı gibi ölmeye çalıştıkça başarısız olmak gibi. kimileri için basittir boynuna geçir ilmiği ve tabureni devir oldu bitti. hayır bu ölmek değil ölüm yaşamla dehşetli bir savaş vermekle erişilebilecek bir mertebedir benim için yaşam dediğim şey ölüme giden yoldur. öyle bir var olacaksın ki yokluğun hiç bir yere sığmayacak.
yaşam akıp giderken, bana getirdikleri ve benden götürdüklerinden öğrendiğim en önemli şey bir travmaya katlanmak zorunda oluşum. beni mutlu eder ve sonra beni mutlu eden şeyi elimden alıp beni mutsuz edersen bana daha sonra vereceğin bir şeyle beni mutlu edemezsin çünkü onu benden alacağını artık öğrendiğim için verdiğine sevinemem ki aldığında canım yanmasın.
böylece yaşamın aldatmacası karşısında geriye ölümden başka bir sevgili kalmamış oluyor. eriştiğin yada erişmek istediğin her şey sahte. gerçek yalnızca hissettiğin acıdır. nasıl ki çelik yüksek ısıda erir ve tavında dövülerek şekil alır. ruhunda içinde eridiği acılar ve ona şekil verecek zamanın ince işçiliğine ihtiyacı vardır.
ölüm dediğim şey cevherimin eriyip şeklini bulana kadar ocakta yandığı, tezgahta dövüldüğü ve sonunda değerli bir şekilde son haline erişmesidir. yani ölmek için gereken şey işlenmektir. benden bir şey çıkmaz ama kudretli bir ustanın elinde en değersiz maden bile sanat eserine dönüşebilir. üstelik ölümle taçlanmış bir yaşam deneyimlemek var olmanın en leziz yanı olacak. yaşamın kendisi size acıyı tattırmak için mutluluklarla bezenmiş bir tuzaktır.
gülün dikenleri vardır gülleri olan diken yoktur.
Yorumlar